Nyala’daki Hastane ve Göz Ameliyatlarım
Not: Küçük resimlerin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.
Bugün sizlere çalıştığımız hastaneden bahsetmek istiyorum. Nyala’da devletin üç hastanesi var. Asker, polis ve bizim çalıştığımız devlet hastanesi. Dıştan görünüşleri iyi olmalarına karşın, içerisi içler acısı… Zaten aşağıdaki resimleri görünce, sizin de bir düşünceniz olacak…
İster hasta olun, ister olmayın, hastaneye girmek için para ödemeniz gerekli. Bu nedenle geldikleri gün muayene olamayanlar o cüzi parayı tekrar vermemek için hastane bahçesinden hiç bir şekilde çıkmıyorlar. Olmayan gölgelerin altında sıkışarak, çaylarını yapıp zamanlarını öldürüyorlar, hatta geceleri dahi bahçede yatıyorlar…
Bizler saat 9:00 gibi hastaneye gelince önce hastalar arasından seçme yaparak yalnız katarakt ameliyatlıları ayırıyoruz. Daha sonra bu kişileri muayene ederek, göz içine konulacak merceğin numarasını saptıyoruz ve sırayla ameliyata alıyoruz. Bazı hastalar ertesi güne kalıyorlar. Bizim memleketimizdeki hırçın hastalarımıza karşılık, Sudanlılar hiç ses çıkarmadan sıralarını bekliyorlar, hatta hareket bile etmiyorlar. Bizim hastaların oraya gidip, sıra nasıl beklenir, öğrenmeleri gerekir kanısındayım. Çünkü zaten doktor dediğin boş durmuyor ki…
Güneşin sebep olduğu hastalıklar vardır ve bunların başında da katarakt geliyor. Hem de bizim memleketteki gibi yeni oluşmaya başlamış katarakt gibi değil, ilerlemiş Fako cihazının yiyemediği taş, hatta mermer gibi kataraktlar. Bu kadar çok ve sert kataraktları Fako ile ameliyat etme tecrübem artmış oldu. Lakin, keşke Sudanlılarda bu kadar fazla katarakt olmasaydı da, benim de tecrübem artmasaydı… Sudan’ da güneşe ve ısıya bağlı olarak göz kuruluğu da hat safhada. Göz kuruluğunun sebep olduğu kornea tabakasının bozuklukları, şeffaflığının gitmesi, buzlu cam gibi olması işin cabası… Son olarak da bu bulgulara diyabeti eklememiz gerekir. Buradaki insanlar darıdan daha lüks olarak bazen şeker kamışı buluyorlar ve onları kemiriyorlar. Tabi darı veya çok miktarda şeker yenince vücudun tek şekerden alınan enerjiyi tüketmesi birçok metabolik hastalıklara neden oluyor. Yani hastanın kataraktını alsanız dahi, gözün önü (kornea tabakası) bozuk ise gene göremiyor, şekerden dolayı arkası bozuk ise yine göremiyor: görme özürlü insanların hareketinin kısıtlandığını görmek bir doktor için ne kadar acı bilir misiniz?
Ameliyat ve Sonrası
Son iki resimdeki hastaların yüzlerindeki ifadeye dikkatinizi çekmek istiyorum: Biri hakikaten müteşekkirken, diğeri -aynı doğu illerimizde olduğu gibi- hala hırçın ve ters bakıyor.
1- İlk resimde bir doktor olarak yaptığımız işten kalan izi göstermek istiyorum: Kartın üzerinde yalnız Dr. A. G. rumuzunu göreceksiniz: benim doktor olarak Sudan’da bırakabildiğim tek hatıra budur…
2- Bir de Fako cihazında benim çalışma parametrelerimi gösteren program 🙂
3- Ameliyat ettiğim hastalar arasında yalnız bir hastanın yakınları teşekkür etmeye geldi. Onlar da, bir avukat ile mühendis hanımdı; bir doktor olarak yüzümdeki mutluluğu görebilirsiniz. Zira devlet hastanelerinde sizlerden para almayan bizler, bir tek saygı, güler yüz ve teşekkür bekleriz… ( tabii anlayana..)
4- Güzel geçen ameliyatlardan sonra, ekibimiz öğle yemeğini zevk ve mutlulukla yiyor.
5- Çocuklar her yerde melekler.. ve benim yüzümde meleklere yardım etmenin mutluluğu okunuyor..))
Not: Küçük resimlerin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.